Diablo 3 - BETA Ön İncelemesi

Betada olmamızdan mütevellit, herşey kısıtlı. Level sınırı, haritalar, NPC’ler, yetenekler, yapabileceklerimiz; kısacası herşey. Yine de co-op campaign dahil edilmiş ve rastgele insanlarla grup kurarak, beraber görev yapabiliyorsunuz. Şu anda en fazla 4 kişiye kadar destek var ama bu sayı yeterli değil diye düşünüyorum. Kişi sayısı arttıkça düşmanlar da güçleniyor bu arada, azaldıkça ise eski hallerine dönüyorlar. PvP seçeneği şu an yok, zaten yeni yamayla birlikte oyundan da kaldırıldı. Zaman içinde hem PvP’nin eklenmesini, hem de kişi sayısının arttırılması iyi olabilir.

Hack & Slash’ların olmazsa olmazı looting olayıdır elbette. Diablo 3’de artık altınları üstlerinden geçerek kolaylıkla toplayabiliyoruz. Itemlerin ise maalesef özellikleri hala yazmıyor, önce alıp sonra bakmamız gerekiyor. Tanımlanmamış eşyalar da hala bulunuyor ama özelliklerine bakmak için identify scroll gerekmiyor. Üstlerine sağ tıklayarak neymiş öğrenebiliyoruz. Normal itemler beyaz renkte, büyülü olanlar ise mavi renkte gözüküyor. Elbette magical itemlerin ek özellikleri oluyor ve parçalarına ayrıştırılabiliyorlar.

Şu anda pek gelişmiş gözükmese de, bir craft sistemi de var. Bir itemi craft ederken belli sayıda subtle essence istiyor. Bu itemin değerine göre değişiyor. Subtle essence ise parçalarına ayrıştırdığımız itemlerden elde ediliyor. Craft işlemi sonucu güzel şeyler elde ediliyor. Ayrıca craft yeteneği de seviye atlıyor, her train ettiğinizde belli miktar para istiyor.

Bu arada eminim birçoğunuz Diablo 3’ün kamera açılarını merak ediyordur. İzometrik kamera tahmin edildiği gibi korunuyor ve eski günleri hatırlatarak inanılmaz keyif verdi. Çünkü TPS - FPS bakış açısından oynanan RPG’lere oldum olası alışamadım ben. Diablo 3 de bu yönüyle ilaç gibi geldi ama maalesef kameraya yön veremiyoruz, “zoom” yapamıyoruz. Aslında genel olarak problem çıkarmıyor fakat bazı odalara girerken içeride ne olup ne bittiğini görmemize engel olabiliyor. Diablo 3’ün fiziklerini de oldukça beğendim. Bunun sebebi fiziklerin direkt olarak oynanabilirliğe etki etmesi. Dar koridorlarda, soğuk zindanlarda koştururken her taraf tuzak dolu. E düşmanlar da onları kullanacak kadar akıllı olmayınca, iş karakterimize kalıyor. Havadan düşen avizeler, devrilen moloz yığınları ve duvarlar derken bayağı bir düşman öldürme zahmetinden kurtuluyoruz. Ayrıca çevredeki neredeyse herşey kırılıp dökülüyor. Açtığınız bir sığınaktan bazen altın, bazen de bir düşman çıkabiliyor.