Yazar |
Konu  |
sEcReTs
Üye
    

Turkey
İleti 79 |
İletim - 26/04/2006 : 10:47:15
|
Arkadaşlar hepiniz bir yardımda bulunun! Herkes buraya mitoloji ile ilgili bildiklerini yazsın. Yunan ve roma mitolojisi, iskandinav mitolojisi, mısır ve sümer mitolojisi, japon ve çin kökenli efsaneler, aborjinlerin efsaneleri, inka maya ve aztek tanrıları, rus efsaneleri, türklerin eskiden taptığı dinlerdeki efsaneler, afrikalıların inandığı tanrılar... Bunların hepsi hakkında olabilir. İlgileniyor olabilirsiniz ama sadece brşeyler duymuşsanız da yazabilirsiniz. Sizden tek istediğim yazın ama önceki yazılan bilgileri tekrardan başka biri "ben de böyle biliyorum" diye yazmasın. Bugün kadar geçmiş te önemli ama değil mi? hadi cevaplarınızı bekliyorum... |
|
onuncuköy
Üye
    

Turkey
İleti 86 |
İletim - 26/04/2006 : 13:27:24
|
Aslında ne desem yanlış bilgi olur ama madem ne biliyorsanız yazın demişsin o zaman birşeyler yazayım. Yunan mitolojisinin biyoloji bilimine bir katkısından(!) bahsetmek istiyorum. Hatırladığım kadarıyla Hermes ile Afrodit bir yerde sarılıp birleşiyorlar ve bulundukları yerde bir ağaca dönüşüyorlar. İki karşı cinsin bir arada bulunduğu bu durum biyolojideki erkek ve dişi cinsel organlarının tek bir kişide bulunması durumunun terminolojik karşılığını oluşturmuştur.Bu duruma biyoloji biliminde hermafroditizm denmiştir. |
... yine ağlar geriyor gümüş örümcekler, yine örümcekler için insanlar ölecekler ... Attilâ İLHAN |
 |
|
umutcanuğuz
Seçkin Üye
    

Turkey
İleti 905 |
İletim - 26/04/2006 : 17:09:08
|
Mitoloji çok geniş bir başlık.Genel olarak Mısır,Yunan diye ayırsak daha rahat bilgi paylaşırız;yoksa hepsi birbirine karışır. Basit mitoloji bilgilerini öğrenmenin en iyi yolu İlyada ve Odesa destanlarını okumak derim ben. Ayrıca mitolojide yeri tartışılmaz bir tanrıçanın basit bir insan olan Banu Alkan tarafından rezil edilmesi bana her zaman dokunmuştur. Bi kere Afrodit'in teni deniz köpüğünden,Kıbrıs'ın mavisinden gözleri.Böyle güzeller güzeli bir tanrıça nerde Banu Alkan nerde? |
Ne yak mektubun ucunu Ne sayfalar dolusu sevgini dile getir Zarfı kapatırken yalnız Kuytu dudaklarını çokça değdir
Sunay Akın |
 |
|
sEcReTs
Üye
    

Turkey
İleti 79 |
İletim - 28/04/2006 : 13:52:21
|
ya arkadaşlar konuyu açalı 2 fgün oldu ama kimse (onuncuköy ve umucanuğuz dışında) bişey yazmadı. Mitoloıji ile fazla kişinin ilgilenmemesi veya fikir paylaşmaması beni üzdü... |
 |
|
SAHNETJER
Seçkin Üye
    

Turkey
İleti 621 |
İletim - 28/04/2006 : 14:44:44
|
TUTANKHAMON’UN LANETİ
Eski Mısır Uygarlığı büyük ilgi çeken gizemini sürdürüyor.Kazılar ,arkeoloji araştırmaları sürdükçe ortaya yeni bilgiler çıkıyor.Bulunan her yeni kalıntı, bilinenleri değil, bilinmeyenleri çoğaltıyor sanki. Mısır’a yaşayan en ilginç olaylardan biri de Firavun Tutankhamon’un mezarının açılmasıyla ilgiliydi.Her şey Carnavon Lordu’nun ölümüyle başladı.
İNGİLTERE ‘DE BİR CENAZE TÖRENİ 1923 yılının 30 Nisan günü İngiltere’de Hampshire bölgesinde Beacon Tepesi’nde sade bir cenaze töreni düzenlendi.Törene katılanlar heyecanlıydılar.Çünkü toprağa vermek üzere oldukları Carnarvon Lordu George Edward Stanhope gizemli bir biçimde öldürülmüştü 3000 yıllık lanet… Herkes ,Lord’un Eski Mısır’ın 18. Sülale firavunlarından Tutankhamon’un lanetine uğradığına inanıyordu.Lord,bu firavunun mezarının açılması için para harcamış ve bizzat kazılar katılmıştı.
Carnavon Lordu’nun ölümünü başka ölümler izledi.Tutankhamon’un mezarına girip çıkan ya da bu işe karışan birçok insan anlaşılmaz bir biçimde yaşamını yitiriyordu. Firavun Tutankhamon öleli 3000 yıldan uzun süre geçmişti.Yani 3000 yıl sonrasına uzanan bir lanetten söz ediliyordu…
LORD MISIR’A GİDİYOR
Bu esrarengiz “mezar açma” olayını aydınlatabilmek için ,işe Carnarvon Lordu’nun Mısır’a gidişinden başlamak gerekiyor. Parası bol,yapacak işi pek olmayan İngiliz soylusu Carnarvon Lordu dünyayı dolaşıyor,keyfine göre yaşıyorken,1901 yılında Almanya’da Bad Schwalbach kaplıcalarında bulunduğu sırada bir araba kazası geçirdi.Göğsü çok kötü zedelendi.İngiltere’ye döndü.
Soluk almakta güçlük çekiyordu.Bir süre tedavi gördükten sonra iyileşti.Ama özel doktoru ona tedbirli davranmasını tavsiye etti.Özellikle kış mevsimlerini soğuk İngiltere yerine,ılıman ve kuru bir iklimin egemen olduğu ülkelerde geçirmeliydi. O günlerde Mısır,Avrupalılar için çok gözde bir ziyaret yeriydi.Lüks oteller ve tarihsel kalıntılar çok sayıda turisti buraya çekiyordu. Özellikle Krallar Vadisi denilen yerde yapılan kazılara Lord büyük ilgi duydu.
ARKEOLOG CARTER
Carnarvon Lordu Mısır’da kısa sürede eski sağlığına kavuştu.Ama Mısır’dan bir türlü kopamadı.Sanki bir şey onu dürtüyordu.
Eski Mısır uygarlığını incelemeye başladı.Yapılan kazıları izlemeye koyuldu ve bir gün bizzat kendisi bu kazıla katıldı. 1907 yılında yine Mısır’dayekn yurttaşlarından arkeolog Harold Carter’la tanıştı ve onu kendisine danışman yaptı. Carter 33 yaşındaydı ve 17 yaşından beri Mısır’daydı.Birçok kazıda bulunmuş,ünlü akeologlara yardımcılık yapmıştı.Tarihi Kalıntılar arkeologlara yardımcılık yapmıştı.Tarihi Kalıntılar Servisi’nde çalışmış ve Krallar Vadisi’ndeki kazıları denetlemişti;ama Mısır yetkilileriyle arasında anlaşmazlık çıkınca görevinden istifa etmişti.
Carnarvon Lordu kendisine rastladığı sırada,manzara ressamlığı yaparak hayatını kazanmaktaydı.O da,nedense bir türlü Mısır’dan ayrılamıyordu. Carnarvon Lordu,’a yılda 400 İngiliz Sterlini ücret ödemeye başladı. Mısır’da mezar demek,hazine demekti.Çünkü eski Mısırlılar ölülerini,öbür dünyaya en değerli hazineleriyle birlikte gömerek uğurlardı.Lord,bulunacak bir hazine ile Carter’İn ödediği parayı kat kar çıkaracağını inanıyordu.
Arkeolog Carter, Carnarvon Lordu’nun parasıyla 15 yıl boyunca kazılar yaptı.Birinci Dünya Savaşı sırasında bile araştırmalarını sürdürdü. Bazen çok ilgi,çekici bir mezar bulduğu oluyordu ama,yapılan masrafı karşılayacak bir tarihsel yapıt ya da hazine ortaya çıkmıyordu. 1922’de Lord İngiltere’deyken ,Carter’a bir mektup yazarak,aralarında anlaşmayı iptal etmek istediğini bildirdi. Oysa Carter o sıralarda önemli bir mezarın izi üstündeydi.İngiltere’ye gidip Lord’u kazılarına sürdürülmesine ikna etmeyi başardı. Ekim ayında Mısır’a döndü.Kazıların yapıldığı Luksor bölgesine yerleşti.Kendisine şans getirmesi için bir kanarya satın aldı…
CARTER MEZARIN İZİNDE
1 Kasım 1922’de o güne kadar hiç kazılmamış bir hektarlık bir üçgende çalışmalara başlayan Carter,4 Kasım’da çökmüş bir merdiven girişi buldu.Bir gün sonra ise,bu girişin olduğunu kesin biçimde anlamıştı. İngiltere’ye telgraf çekmesi üstüne,Lord,kızı Lady Evelyn ile birlikte Mısır’a gelerek bizzat kazılara katılmaya başladı. 26 Kasım’da,yaptıkları kazının bütün molozlarını temizlemişlerdi.Ardından sanki içeriden kilitlenmişçesine kapalı duran bir kapıyı açmayı başardılar.
İçeri ilk giren Carter oldu.Gördükleri karşısında adeta dili tutuldu.Bu çok odalı mezarın giriş odası bile hazinelerle doluydu.
LORD OLAYI THE TİMES’A SATIYOR
Lord ,o sana kadar harcamış olduğu paraları çıkarmak istiyordu.Mezardan ne kadar değerli şeyler çıkarsa çıksın,onlara sahip olması olanaksızdı.Çünkü Mısır hükümeti kazıyı denetliyordu. Lord ,mezarla ilgili bilgileri The Times gazetesine para karşılığı sattı.Böylece İngiliz okurlar,kazı sırasında olan biten herşeyi günü gününe izlemeye başladılar.
TUTANKHAMON’LA BULUŞMA
Lord, Carter,Lord’un kızı Lady Evelyn ve Carter’ın yardımcısı,Arthur Callender ile birlikte bir gece,mezarın ana bölümüne girmeyi başardılar. Tümü gördüklerinin gerçek olup olmadığından kuşkuya düştüler.Her şey altındandı.Firavun’un mumyasının koskocaman bir altın sandukanın içinde olduğu anlaşılıyordu. Duvarlarda altın çerçeveli resimler vardı.Bunlar da firavunun ailesine aitti.Tanrı Osiris’İ sembolize eden parlak cilalı altın bir mask da duvarda asılıydı. Carter ve Lord ne bulduklarını biliyordu.Bu mezar 18. Sülale krallarından Tutankhamon’undu.Tutankhamon M:Ö 1346-1339 arasında bir tarihte ölmüş,o tarihten bu yana mezar hiç açılmamıştı.Varlığı bile bilinmiyodu.. Carnarvon Lordu bulduklarını bütün dünyaya ilan etti.Kazı sırasında çıkan bütün molozlar temizledikten sonra resmi açılış yapıldı.Gazateciler fotoğraflar çektiler.Olay bütün dünyaya duyuldu.
“ÖLÜM GELECEK…”
Kazılar devam ederken ilgi çekici bir şey olmuştu.Bütün vaktini kazı terinde geçiren Carter,kaldığı eve pek uğramıyordu.Oraya nasıl geldiği bilinmeyen bir kobra yılanı evine girmiş ve Carter’ın kafeste yaşayan uğurlu kanaryasını yiyivermişti.Kazılarda çalışan Mısır’lı işçiler inançlı kişilerdi.Bu olayı duyunca çok heyecanlandılar.Bunu bir uğursuzluk belirtisi olarak kabul ettiler.Çünkü kobra yılanı Mısır hükümdarlığının simgesiydi ve Tanrıça Vadeet tarafından korunduğuna inanılan bir hayvandı. İşçiler aralarında olayı şöyle yorumladılar:”Yakında ölüm gelecek…”
TURİSTLER MISIR’A AKIN EDİYOR
Tutankhamon’un mezarı dünyada büyük ilgi gördü.Mısır’daki meraklılar yetmiyormuş gibi,binlerce Avrupalı turist Mısır’a akın etmeye başladı. Mezarın girişine her gün binlerce insan geliyordu.Arkeologlar,bilim adamaları,kaşifler,mezarı ve hazineleri görmek için birbirlerini eziyordu.Bazı serserilerin olay çıkardığı da oluyordu… Firavun Tutankhamon’un 3000 yılında aşkın bir zamandan beri süren “ebedi istirahati” ne son verilmişi.
LORD İLE CARTER’IN ARASI AÇILIYOR
Carnarvon Lordu’u VE Carter’ın mezarı buldukları anda duydukları anda duydukları sevinç bütünüyle yok olmuştı.İkisi de çok sinirliydiler.Mısır hükümeti olan ilişkileri bozulmuştu.Carter mezarda buluna eşyaları kaydetmek için günlerce çok kötü koşullar altında çalıştı.Bir akşam Carnarvon Lordu ile bir araya geldi ve aralarında çok şiddetli bir kavga çıktı.Lord İngiltere’ye gitti.
1923 Şubat’ında Lord’un sağlık durumu bozuldu.Anlaşılmaz bir biçimde dişleri döküldü.Ateşi bir yükseliyor bir düşüyordu.Mart ayı başında Mısır’a döndü ve bir süre için durumu düzeldi. Ama daha sonra yeniden kötüleşmeye başladı.Ailesi Mısır’a geldi hemen. 26 Mart günü Carnarvon Lordu’nda kan zehirlenmesi olduğu resmen açıklandı.4 Nisan günü Kahire’de Continental Svoy Oteli’de komadaydı.Ertesi sabah saat 2’de tüm hastalığı boyunca yanından ayrılmayan İngiliz hasta bakıcı , Carnarvon Lordu’nun öldüğünü bildirdi. Tam o anda oteldeki ışıklar titredi ve söndü.Otelin penceresinden dışarı bakanlar bütün Kahire’de elektrikler kesildiğini gördüler.Kentte elektrik kesintileri çok sık olmakla birlikte Lord’un öldüğü andaki arıza için hiçbir açıklamada bulunulmadı.Aynı saatlerde Lord’un İngiltere’deki şatosunda bulunan İskoçyalı kahya da dehşet içinde irkildi.Lord’un köpeğine titriyor ve uluyordu:biraz sonra da öldü.
"MEZARA DOKUNANA ÖLÜM…”
Lord’un ölümü bütün dünyada şok etkisi uyandırdı.Gazeteler Firavun Tutankhamon’un mezarında bulunmuş yazılardan söz ediliyorlardı.Eski Mısır yazısıyla yazılmış olan bu yazılardan bir şöyle diyordu: “Mezara dokunanlara ölüm gelecektir” Bazıları da mezarda başka uyarıların bulunduğunu ileri sürdüler.Bunlardan biri şöyle idi: “Ölüm,firavunların huzurunu bozanı kanatlarıyla katledecektir” Arkeolog Carter ise Tutankhamon’un mezarında bu türden bir lanetin bulunmadığını söyledi.Onu rahatsız eden bir tek şey vardı.Mezarın altın sandukasının önünde bir lamba bulmuştu.Bu lambanın üstünde şöyle yazıyordu: “Gizli odaya girilmesini önleyeceğim.Benim görevim ölüyü korumak.”
GİZEMLİ ÖLÜMLER Firavun Tutankhamon’un mezarını ziyaret eden arkeolog ve turistlerden bazıları da kısa bir süre sonra hastalanarak öldüler. Mezarın iç odalarından birinin açılışında bulunan kişilerden biri olan James Henry Breasted,ateşli bir hastalığa yakalandıysa da mezarda çalışmayı sürdürdü.70 yaşında kadar ,yani 12 yıl yaşadı. Amerikalı Milyarder George Jay-Gould,mezarı ziyaret ettiği gün ateşlenerek aniden öldü. Arkeolog Carter’ın yardımcılarından biri olan A.C.Mace,ateş nöbetlerine tutulunca işi bıraktı ve 1928’de öldü.Bir başka yardımcısı Richard Bethell,45 yaşında kan dolaşım yetersizliğinden( !) öldü.
Bütün bu ölümler makul ve doğal nedenlerle açıklanır mı ?Havalanan tozda bakteriler olduğu ileri sürüldüyse de bilim adamı Alfred Lucas,bazı bakteri örneklerini inceledi.Bunlardan bir tanesi dışında,aşağı yukarı tümünün zararsız olduğunu açıkladı. Bir süre ,mezar duvarlarını kaplayan mantarın bir alerjiye neden olduğu sanıldı.Ama bu konuda da bir kanıt getirilemedi.Eski Mısır’lıların çok etkili zehirler ürettikleri biliniyordu.Açılan tüm mezarlarda böyle zehirler arandı.Ama bulunmadı…
ÖLÜMLERİN ARKASI KESİLMİYOR:
Firavun Tutankhamon’un mezarına ilgi gösterildikçe ölümler de sürüp gidiyordu.Kahire’de Carnarvon Lordu’na bakan İngiliz hemşire 1926 yılında 28 yaşında doğum yaparken öldü. New York’taki Metropolitan Sanat Müzesi’nin temsilcisi Herbert Winlock Mısır’a geldi.Firavun Tutankhamon’un mezarı yüzünden öldüğü sanılan insanların bir listesini yaptı. Kahire Üniversitesi’nden Dr.İzzettin Taha,yıllar sonra konuyla bilimsel olarak ilgilendi.
Arkeologların ve müzelerde çalışanların ciğerlerinde mantar hastalıkları olduğunu buldu.Eski mezarlara girmiş olanların da bu hastalıktan ölmüş olabileceğini ileri sürdü.Kısa bir süre sonra Kahire ‘den Süveyş’e giderken,düz yolda kullandığı araba karşı yönden gelen bir arabayla çarpıştı. Yapılan otopside Dr.Taha’nın çarpışmadan saniyeler önce solunum yetersizliğinden öldüğü ortaya çıktı… Tutankhamon’un mezarının kalıntılarını 1972’de Londra’da ve daha sonra da Amerika’da sergilenmesinde de gizemli ölümler meydana geldi.Bunlardan en üzücü olanı,Mısır Eski eserler Bölümü Müdürü Dr.Gamaleddin Mehrez’in ölümü idi.Mehrez,bütün bu gizemli ölümlerin,kuşkusuz kişiyi tedirgin edebileceğini,ama lanete kesinlikle inanılmaması gerektiğini söylemişti.
”Bakın bana” demişti,”Bütün yaşamım boyunca mezarlar ve mumyalarla uğraştım.Bütün bunların bir rastlantı olduğunun en büyük kanıtıyım” Bu sözlerin üzerinden dört hafta sonra, sergilenecek.eserler Londra yolundayken,52 ,yaşında öldü.
LANET DEVAM EDİYOR
Sergilenecek eserleri Londra’da götüren RAF uçağının başteknisyteni Ian Lansdown,bilinmeyen bir nedenle,Tutankhamon’un ölüm maskesinin bulunduğu kutuyu tekmelemişti.İki yıl sonra aynı bacağı garip bir kazada kırıldı.Mürettabattan başka kişiler de beklenmedik şekilde öldüler. Başka bir olay da ,1980’de "Kral Tutankhamon’un laneti “ adlı tv filminin çekimi sırasında ortaya çıktı.
Mısır’da çekimin birinci günü tahıl yüklü bir araba bilinmedik bir nedenle devrildi ve filmin yıldızı Ian McShane’in bacağının 10 yerden kırılmasına neden oldu.Ian McShane’nin yerini Robin Ellis aldı,ancak başka yıldızlar yapıma katılma teklifini reddettiler. Belki de Tutankhamon’un laneti,bir hileden ibaretti.Belki de halkın inançları böyle bir olayı yaratmıştı.Ya da ,Tutankhamon ,mezarında rahatsız edilmeden bırakılmalıydı.
belki ilginizi çeker....
saygılar...
|
atlayanbaba... {{{Yalan ne kadar büyük olursa. İnananda o kadar çok olur......}}} |
 |
|
wolverine
Seçkin Üye
    
Turkey
İleti 1359 |
İletim - 28/04/2006 : 16:12:55
|
çok etkileyiciydi be saolasın varsa daha böyle gönderirmisin |
Bazıları büyük doğar,bazıları büyüklüğü kazanır,bazılarınada büyüklük yakıştırılır
İkbal devrinde sahip olmadığın meziyetlerden dolayı övenler, Güç devrinde sahip olmadığın günahlarla suçlyacaklarından şüphe etme...
Biz türklerin viyana'ya kadar gitmesinin nedeni haçlılara iade-i ziyaretdendir |
 |
|
Konu  |
|
|
|