|
Yazar |
Konu  |
|
scorpionfa
Seçkin Üye
    

Turkey
İleti 585 |
İletim - 07/07/2005 : 20:17:31
|
Başlıktan da anlaşılabileceği gibi herhangi bir yabancı dil öğrenme ile ilgili teknikler, tecrübeler, sorunlar ve sorulardan bahsedeceğim. İlgilenen arkadaşlar varsa yardım etmelerini beklerim. Öncelikle bir kaç soru ile başlayım. --- Bir yabancı dili kendi başınıza öğrenebilir misiniz? Yani bu konu için illa bir kursa, bir okula gitmek ya da o dilin konuşulduğu bir ortamda yaşamak şart mı? Çünkü çoğu zaman bu olanakları gerçekleştirebilmek imkansız bir hal alıyor. Mesela elinize geçen eski bir kitapla, bir kaç video, film izleyerek (telaffuz için şart olduğunu düşünüyorum) öğrenmek mümkün müdür? --- Her yabancı dil için ayrı ayrı teknikler kullanmak gerekir mi? Mesela siz nasıl bir yöntem izlerdiniz? Kelime ezberlemeye mi (ki benim ezberim bir hayli kötüdür) ağırlık verilmeli? Yoksa telaffuza ya da gramere mi? En azından temel düzeyde konuşulanı anlayabilmek ve isteğini ifade edebilmek düzeyinde öğrenmeden bahsediyorum. Daha fazla detaya inmek gereksiz olur kanısındayım. --- Teknik derken, bir hayli çeşitlilik söz konusu. Kendi bulduğum fakat uygulama fırsatı bulamadığım bir kaç yol var. Mesela yazarak öğrenme veya özet çıkarma. En azından bir şeyler akılda kalıyor. Ya da Hafıza şampiyonu Melih abinin yöntemleri var. Kelimeyi hatırlatacak görsel ve işitsel hikaylerle dil öğrenmek. (adres verecektim ama bulamadım) Ama bunları uygulamak hayli zaman ve uğraş gerektiriyor. Sizin bulduğunuz ve önereceğiniz başka yöntemler var mı? --- Ne kadar doğrudur bilemeyeceğim ama duyduğum bir lafta "bir dilden 500 kelime bilmek konuşmak için yeterli olacaktır" deniliyordu. Ama olay kelimelerle bitmiyor elbette. Gramer, cümle yapısı vs... Ama başka şeylerde öğrenmek gerekir mi? Mesela basit cümle kalıplarını ezberlemek, deyimleri, atasözlerini vs. öğrenmek gerekebilir mi? --- Sorumu başlık mı, biraz tuhaf oldu ama bir şey daha ekleyeyim. Elbette "dil" biraz nankör. Tekrar ve alıştırma yapılmazsa zamanla unutulabiliyor. Öğrenme aşamasında (bu süre zaten sonsuzdur ) sık sık tekrar gerektirir. (Bu soru olmadı!) --- Bir dili hiç konuşmayacaksanız, hiç o dilin konuşulduğu ülkeye gitmeyecekseniz niçin öğrenirsiniz? Aslında bir arkadaşla hayli tartıştığımız bir konu bu. Fakat tartışma konusunun yoğunluğu "hangi dil daha yararlıdır" şeklinde geçti. O "dünya üzerinde en çok konuşulan dil" üzerinde duruyordu. (ingilizce hariç, ki zerre sempatim kalmadı) Bense "sempati" duyduğunuz bir dil üstünde... Soru basit işte, hangi dil? (dedim ya ingilizce hariç, bilmesekte biliyoruz farzediyorum. Bıktım yani, bir yabancı ile illa ingilizce olarak konuşmak zorunda olmaktan) Tavsiye ve önerilerinizi bekliyorum. Ha şunu da ekleyeyim, o kadar yıl okul hayatı, sadece dersi geçmek için çalıştığınız bir yabancı dil dersi ile, o dili öğrendiğinizi zannetmeyin. Kesinlikle kişisel çaba şart. Neyse, biraz olumlu şeyler söyleyip tavsiye vermezseniz az sonra eriyip gitcem.  |
HL2 Stats: http://hl2mp.tsgk.com/index.php?mode=playerinfo&player=405730
TF2 Stats: http://steamcommunity.com/id/scorpionfa/stats/TF2 |
|
metallic_white
Seçkin Üye
    

Turkey
İleti 420 |
İletim - 07/07/2005 : 22:19:10
|
scorpionfa, ya hoca döktürmüşsün; hangi sorudan başlayacağım şimdi ben ? Sıra sıra gideyim en iyisi...
--- Yabancı dil kendi başına öğrenilebilir teorik olarak. Yani naparsın; oturursun "kör cahil" olarak masaya, saatlerce okur okur ezberlersin tonlarca şeyi, sonra nette ya da orda burda pratikte yaparsın olur biter. Ancak şudur ki dilin ülkeye has özelliklerinden kaynaklanan özel şeyleri öğrenemezsin kendi başına (Nedir bunlar: Şu anda geyik ortamlarında dalga geçilen "Oha falan oldum." lafı konuya en güzel örnek olarak verilebilir. Bir İngiliz, Türkçe'yi kendi başına öğrense; "oha falan olmak" ona çok acayip ve alışılmadık gelebilir -gerçi hoş bana bile hala alışılmadık ve iğrenç geliyor -.) --- Her yabancı dilin mantığına göre hareket etmek en doğrusu derim ben. Bükümlü bir dil öğreneceğin zamanla, çekimli bir dil öğreneceğin zaman aynı tekniği kullanırsan.... Bilmem anlatabildim mi? Ayrıca telaffuz olayına çalışmak apayrı bir iş; o öyle oturupta geliştireyim türden bir iş değil. Nasıl Türkçe için bile diksiyon vs. özellikler varsa; öğreneceğin dil için de bu özellikleri EĞİTİMLİ biri tarafından öğrenmelisin. --- Teknik konusundan pek anlamadığım için girmiyorum; ancak Melih hocanın teknikleri dünya standartların da ve psikoloji de kabul görmüş teknikler zaten. --- Evet kelimelerle biter olay. Örnek: "Ben var dün gece sinema gitmek." Yok yok, sanırım bitmiyormuş . Deyim ve atasözleri konusu da çok önemli; fakat bunda da o dilin kullanıldığı ülkelerde bizzat yaşayıp öğrenmek en güzeli. Örneğin (biraz alakasız gibi görünebilir ama konuyla ilgili yine) çizgi filmlerde genelde kahraman bir yolda ilerliyordur, bir tabelaya çarpar ve tabelada "Eat At Joe's (Joe'nun Yerinde Yiyin)" yazar. Ben hala bu olayın ülkeye has bir espri mi yoksa herhangi başka birşey mi olduğunu çözmüş değilim ve merak ederim. --- Rasyonel gideyim diyorsan İspanyolca öğren. Çünkü dünya da İngilizce'den sonra en çok konuşulan dil oluyor kendisi. Ancak kişisel fikrimi soruyorsan Latince derim. İmzamdan da anlaşıldığı üzere 5 yıldan beri sempati duyarım bu dile.
Yazımı yine Latince bir sözle bitireyim:
Quidquid latine dictum sit, altum viditur. - Latince söylenen söz kulağa derin gelir.  |
Omnia Aequo Animo Ferre Sapientis...
Kayıt Tarihi: 21/07/2002 |
 |
|
Mérula Alba
Seçkin Üye
    

Turkey
İleti 660 |
İletim - 12/07/2005 : 14:29:43
|
-Yabancı dil tabii ki tek başına öğrenilir. Ancak bunu ne kadar kullanabilirsiniz, bu tartışılır. Yani kelime ezberlersiniz, basit cümle yapısını anlar ve öğrenirsiniz. Ancak şöyle bir problem var: Türkçe'de mecaz anlam diye bir şey var. Bu sadece Türkçe'ye ait bir özellik değil, tersine tüm dünya dillerine has bir özellik. Bu da demek oluyor ki yabancı dil, kendi kendine öğrenildiğinde sadece basit ihtiyaçları karşılamak amacıyla kullanabileceğiniz bir dilden öteye gidemez. Kendi kendine, evde öğrenilmiş yabancı dil, karnınızı doyurmanızdan, su içmenizden ve de kendinize sezonluk bir kız(!) arkadaş bulmanızdan başka işe yaramaz.Ha bir de benim gibi forumlarda imzanız olarak yabancı dilde söylenmiş bir cümle yazarsınız... -Yabancı dilin en ince ayrıntılarını o dilin kullanıldığı bir ülkede yaşamadıkça öğrenemezsiniz, diye düşünüyorum. Ben Anadolu Lisesi mezunuyum. Tam 7 yılımı ingilizceye ve yanında almancaya verdim. Konuşma derslerinde bize telaffuzu öğrettiler. Ne telaffuz ama... Öğreticilerimiz, öğrettikleri yabancı dilin telaffuzuna hakim bile değiller ki biz düzgün konuşalım. Allahtan okulumuzda Alex diye İngiliz bir kız okuyordu da ondan öğrendik az çok telaffuzu. Burdan da şu sonuca ulaşıyoruz. Telaffuzun sadece yabancı dilin ana dil olarak kullanıldığı yerde öğrenilebileceği. - 7 yılımı verdim (bizim zamanımızda anadolu liselerine ilkokuldan sonra giriliyordu. çok yaşlı değilim yani :)) telaffuz, grammer... Nasıl öğrensem, nasıl çalışsam...Göbeğim çatladı. Ama ne oldu? Kullanıyor muyum? Hayır...Üstüne üstlük bir de Edebiyat Öğretmeni oldum :) Alt yazılı film izlerken yazılara çok fazla bakmıyorum. Yabancı internet sitelerinde daha rahat hareket ediyorum. Bu da demek oluyor ki kullanmak için yine o dilin kullanıldığı yerde yaşaman gerekiyor. (Tabii ekmeğini bildiği yabancı dilden kazananlardan bahsetmiyorum. Yanlış anlaşılmasın) -Ben teknik falan hatırlamıyorum. Liseden mezun olalı 8 sene oldu. Ancak şunu biliyorum ki yabancı dili öğrenmek için kendi diline de hakim olman gerekli. Tabii ki yabancı dili konuşurken kendi ana dilinde düşünmeyeceksin ama öğrenirken böyle olmak zorunda. Kendi dilindeki deyimlerin anlamlarını çıkaramıyorsan yabancı dildekileri nasıl anlayacaksın? -Kelime bilmekle bitmiyor yabancı dil öğrenimi. Buna örnek olarak İngilizcedeki phrasel verbs verilebilir. Çok basit bir örnekle: "I knew, you don't let me down." cümlesini sadece, kelime ezberleyerek ingilizce öğrenmiş biri anlayamaz,diye düşünüyorum. -Son olarak eğitim sistemimize bir dokundurayım (öğretmenim ya laf söylemesem olmaz:)) Daha kendi dilini bile düzgün kullanamayan ilkokul 4. sınıf çocuklarına yabancı dil dersinin verilmesini de çok yanlış buluyorum. Hepimizin Almanya'da yaşayan akrabaları ya da tanıdıkları vardır. Onlar eğitimlerine başladıkları andan itibaren Almanca'yı da öğrenmeye başlıyorlar. Daha sonra da anadilleri olan Türkçe'yi nasıl kullandıklarını da hatırlayın. Bu onları yadırgamak değil yanlış anlamayın. Sadece çocuklara kendi dilllerini öğretmek yerine, bir de araya yabancı bir dili sıkıştırmanın ne kadar tehlikeli olduğunu anlatmaya çalışıyorum. M.K Atatürk şöyle der: "Bir milletin varlığına son vermek için ilk önce dilini sonra kültürünü sonra dinini alırsan o millet sana kendi kendine teslim olur." Tabii sözün aslını tam olarak hatırlamıyorum. Yanlışım varsa düzeltirsiniz. Sevgiler... |
- How many did you fall in love before me? - None! - And after me? - None! Tristan&Isolde |
 |
|
kizilbela
Üye
    

Turkey
İleti 16 |
İletim - 16/07/2005 : 10:32:31
|
Ben de Merula alba gibi anadolu lisesine ilkokuldan sonra gittim.7 senem saatlerim ingilizce almanca yüzünden heba oldu. Şimdi ise teknik bi bölüm okumama rağmen teknik ingilizce dersimiz bile yok. Mezun olduktan sonra çok zorlanıcam. Gerçekten de dil çok nankör unutuluyor. Aslında bu düzende sadece ingilizce diil kendi braşınızın da teknik ingilzcesi süper olmak zorunda. Üzülürek söylüyorum ki ngilizce öğrenmek artık bi lüx diil gereklilik. Ewt kendi başına öğrenebilirsin ama çok zor olur. Mesala şu anda ismini hatırlmadığım Oxford yayınlarından bir seri var.serinin içinde otuz kadar kitap ve cdleri falan da var sonra sınavlaına girersen sertifika da veriyolar.Ama bu seri çok çok pahalı diye hatırlyorum.Daha güzel bi yöntem söyleyeyim. ingilizce öğretmenliğinde okuyonlardan saati 20 ytlden falan ders veriyolar. Oraya buraya ilan yapıştırıyolar mutlaka görmüşsündür. ii bi pazarlıktan sonra onlardan yardım almak en iisi bence Grameri hallettikten sonra kelime kalıp ve deyimleri mecburen ezberliyorsun. Ezberin zayıfsa mesala bu lugat sözlük var ya onu yükle. Sözlük monitöründe arada bir ingilizce bi kelimeyi ve türkçesini gösteriyor. Ezberlemende çok yardımcı oluyor.Bu bazen çok sinir bozucu bile olabiliyor.500 kelime bilen konuşabilir diye bişey de yok. Mesala ben akdeniz doğumluyum kelime haznem geniş diye geçindiğim yıllarda turisler bişey sorardı ben bön bön bakardım. Gramer falan da yalan bi turist bana ninem gibi gramerli konuşuyosun demişti. onların (ki nereli olduklarına göre bile değişiyo) konuşmalarının gramerle alakasıyok. Ciddiyet bi tarafa eğer amaç buhranlı sıcakların hakim olduğu şu günlerde turist kızlarla daha derin sohbetlere girmekse onun için ingilizce bilmenize hiiiç gerek yok
|
 |
|
|
Konu  |
|
|
|
|