Total War: Shogun 2 - Fall of the Samurai Ön İncelemesi
Aslında konu Total War serileri olunca çok uzun konuşabilirim ben fakat gerek var mı? Daha doğrusu Total War'ları bırakın duymayı, oynamayan kaldı mı? Dile kolay, ilk oyun Shogun: Total War 2000 yılında çıktı ve aradan 12 sene geçmiş.
Aslında konu Total War serileri olunca çok uzun konuşabilirim ben fakat gerek var mı? Daha doğrusu Total War'ları bırakın duymayı, oynamayan kaldı mı? Dile kolay, ilk oyun Shogun: Total War 2000 yılında çıktı ve aradan 12 sene geçmiş. Seri ise başa döndü diyebiliriz Shogun 2 ile. "Nereden nereye" falan diyerek uzatmayacağım, ben başlarsam susmam. O yüzden gelelim Fall of the Samurai ek paketine, defalarca tam puan almış bir oyunun ek paketine... Üstelik Fall of the Samurai basit bir DLC pakedi de değil, başlı başına bir oyun, "stand alone" diye tabir ettiğimiz bir ek paket. Düşünün, ön inceleme sürümü bile 22 GB boyutunda.
Creative Assembly daha önce yaptığı duyurularla Fall of the Samurai'ın 100 saatin üzerinde bir oynanış sunacağını belirtmişti. Oyunun ön inceleme sürümünü denemeye koyulduğumda doğru olduğunu anladım, kaldı ki daha önce de edindiğim bilgiler sayesinde oyunda neyle karşılaşacağımı az çok tahmin ediyordum. İster ayrı bir oyun olarak düşünün, ister ek paket; farklı bir oyun olduğu kesin.
Fall of the Samurai... Yani Samurayın çöküşü, eminim aklınıza Tom Cruise ve Ken Watanabe'nin başrollerini paylaştığı The Last Samurai filmini getirmiştir, çünkü ben direkt olarak onu hatırladım. Zaten senaryoda anlatılanlar da o ve ilginiz varsa, oyunu da oynamadan önce izlemenizi muhakkak tavsiye ederim. Batı yanlısı imparatorlukla, gelenekçi Shogunate'in çatışma yaşadığı bir dönemdeyiz, orijinal oyun dan 400 yıl sonraki zaman diliminde; 19. yüzyıldayız. 1864 yılında başlayan Fall of the Samurai (aynı zamanda Total War serilerinin geldiği son nokta bu), meşhur Boshin Savaşı'nın başlangıcını konu alıyor ve biz de tanık oluyoruz. İngiliz, Fransız ve Amerikan etkisi Japonya üzerinde hızla yükselirken, kanlı bir sivil savaş da yaklaşmaktadır. Bu sefer kılıçtan daha büyük bir güç var ama; ateşli silahlar...
Oyunun cut scene sahneleri yine çok hoş ve başarılı bir hikaye anlatımı sunuyor. Elbette bir oyundan alınacak olan tarih bilgisi hiçbir zaman kesin veya güvenilir değildir ama bu noktada da, bir nebze de olsa yine tarihe tanıklık etmemizi sağladığını söyleyebilirim. Oyunda tabii ki kavimler de farklı. Shogunate tarafına Aizu, Nagaoka, Jozai klanları eklenirken, Imperial tarafında ise Choshu, Satsuma ve Tosa var.
Haritada da birtakım değişiklikler mevcut. Yeni Ezo adasıyla birlikte sınırlar kuzeye doğru biraz daha uzuyor. Bunun yanında ilk defa bir Total War oyununda demir yollarına tanık oluyoruz. Gelelim demiryollarının önemine... Haritaya inşa ettiğimiz bu teknolojiyle ordularımızı veya ajanlarımızı istediğimiz şekilde farklı bölgelere taşıyabiliyoruz.
Oyunda ünitelerde de önemli değişiklikler, eklemeler var. Burada tahmin edeceğiniz gibi batının etkisi görülüyor. Modern menzilli silahlar eklenmiş, en önemlileri ise Gatling Gun ve Armstrong Gun. Gatling Gun'dan bahsedeyim; kendisini muhtemelen western filmlerinde görmüşsünüzdür. Dakikada 200 mermi atabilen, döneminin ölüm makinesi. Oyunda ise ister kuşbakışı, ister FPS kamerasıyla kullanabiliyoruz Gatling Gun'ımızı. Bu da Total War serilerinde bir ilk ve oldukça da iyi düşünülmüş. Kamerayı değiştirdikten sonra ekranın ortasında bir nişan beliriyor ve gerisi keyfinize kalıyor. Bunların yanında dış güçlerin askeri birimleri de bulunuyor oyunda: British Royal Marines, US Marine Corps ve French Marines gibi.
