|
| Yazar |
 Konu  |
|
DharkjuNs
Seçkin Üye
Turkey
İleti 1037 |
 İletim - 25/02/2006 : 12:40:39
|
Ya... Ben taa başta demedim mi size.  |
Yunus YILMAZ (19/07/2005)
|
 |
|
|
DarthSelo
Üye
İleti 189 |
İletim - 25/02/2006 : 12:47:31
|
onu bunu bırakın da.. alın size 18.. haftasonuna gelir dememişmiydim alın geldi 
Bölüm -18- (Dönüş)
Büyük şehrin duvarları eskisi gibi parlamıyordu. Güneş dağların ardından aşıp Minas Trith’i aydınlatmıyordu. Çünkü insanoğlunun günü karanlığa gömülmüş, umutla parlayan gözler matlaşmıştı.
Şehirden çıkan ne bir ses vardı ne bir hayat belirtisi. Tüm insanlar belirsiz ve umutsuz bir bekleyişle sonlarını hazırlayacak şeyi merak ediyordu. Bu karanlık neydi böyle? Kralları Ereth ve Eomer nerelerdeydi? Gözcü kulesindeki nöbetçi neden artık güzel haberler vermiyordu? Marion, bütün bu olayların kendini etkilemiş olmasındandır ki halka baskıcı davranıyordu. Bu durumdan memnun olmayan bazı kişilerin ona karşı ayaklanması, beyini daha da özletmişi. Eomer’in bir an önce gelmesi ve halkının başına geçmesini istiyordu. Tabi Ereth’i de…Umutsuz bekleyişte kuleden bir ses yükseldi. “Kapıda kolcular var beyim!” Marion sese doğru çevik adımlarla hareket etti. Kuleye çıktı ve bağırdı.
-“Sizlerde kimsiniz? Minas Trith kapılarında ne işiniz ola? Çabuk söyleyin!”
O sırada iki okçu oklarını yaylarına gerdi. Kapılardaki kolcuların kukuletası ve birinin beyaz sakalı vardı. Beyaz sakallı olan diğerine döndü ve dedi ki;
-“Gördün mü dostum, kendi evine bile giremiyorsun. Seninkilerin hafızası bu kadar işte, iddiayı ben kazandım, seni tanımayacaklarını söylemiştim.”
Diğer kolcu kafasını dahi kıpırdatmamıştı, gözleri kapıya sabit duruyordu. O sırada elini çevik bir hareketle kılıcına götürdü ve çekerek parlak kılıcın kabzasından kurtulmasını sağladı. Kuledeki bekçi gülümseyerek bağırdı;
-“Krallar! Krallar döndü!”
Beyaz sakallı bir kılıca bir diğerine bakarak;
-“Kahretsin, kendini göstermeyeceğini söylemiştin. İddiaya uymadın.”
-“Sadece yüzümü göstermeyeceğim demiştim. Kılıcımı değil.”
Beyaz sakallı olan karanlığa küfür ederken, diğeri kahkahalarla gülüyordu. Marion seslendi;
-“Eomer, Ereth krallarım! Hoş geldiniz.”
-“Hoş bulduk Marion, hoş bulduk.”dedi Ereth.
İçeri girdiklerinde halk onları neşeyle karşıladı. Krallarının dönmesi, halk adına bu karanlığı bir nebze de olsa bastırmıştı.
Tüm selamlaşmalar bittikten sonra, ziyafette Marion krallarına katıldı. Eomer, önünde duran koyun budundan bir parçayı afiyetle ısırdıktan sonra sordu;
-“Neler oldu Marion? Biz gittikten sonra askerlerimizin başına hangi musibetler geldi? Herşeyi anlat.”
-“Beyim; savaş, biz Fangorn’ u terk ettiğimiz andan Miğfer Dibi’ ne kadar peşimizi bırakmadı. En son kalenin surları önünde galip geldik. Yaklaşık 3 saat batı ordusuyla orada dinlendikten sonra acil bir haber üzerine Minas Tirith’ e doğru yola çıktık. Gece gündüz demeden at sürdük, tam Minas Tirith duvarları kuzeyimizde belirdiğinde korkunç bir çığlık ayaklaımızı yerden kesti. Ardından koca şafak karanlığa gömüldü. Savaş alanıysa tam bir felaketti. Komutan Faramir’ i kaybettik.”
Ereth bir anda öksürerek duraksadı ve duyduklarını tekrar düşünerek, eski dostunu bir daha göremeyeceği düşüncesi gözlerini acıyla ve yaşla doldurdu. Marion suratını büzüştürerek devam etti;
-“Rhün kuvvetleri önceden doğu ordusunu büyük zarar vermiş. Tam galip gelecekken, o lanet olası orklar dağların ardından çıkageldi. Bunu açıklaması nedir? Dağların dorukları ve yamaçları, gözcülerimizce kollanıyor diye biliyordum.”
Eomer yanıtladı;
-“Kesinlikle öyle lakin bende anlamıyorum. Marion lütfen devam et.”
-“Ardından bir karaltı bulutların arasından geçerek Mordor diyarına kondu ve orklar büyük bir güçle üstümüze yürümeye başladılar. O cehennemden kaçmamız imkansızdı efendim. Doğu ordusu komutanlığına kısa süreli olarak Eothein’ i getirdim. Orduyu düzenli ufak parçalara bölerek orkları farklı cephelerden vurmayı denedim fakat her tutunduğum umut, yeni orkların dağlardan gelmesiyle söndü. Pelennor arazisi kana bulanmıştı. Askerlerim yorgun ve umutsuzdu. tam o sırada kara bulutların arasından büyük bir şekil çıkageldi. İlk olarak bu da bu karanlığın üstümüze saldığı bir felaket olarak düşündüm fakat bize doğru alçalarak, orkları ağzından püskürdüğü alevle telef etti. Harap olmuş düşman saflarını hiç vakit kaybetmeden dağıttık ve büyük ejderha ortalıktan yokoldu. Ardından da Minas Tirith’ e sağsalim döndürebildiğim kadarını döndürdüm. Her ne kadar çok insan kaybetmiş olsak ta 10.000 batı ordusu askerim hala yaşıyor. Doğu ordusunda da 7.000 asker sağ. Yedek kuvvetlerle birlikte son ordu durumumuz 20.000 adam ve 1.000 kolcu komutanım.
Ereth gözlerini sert bir kırpışla, tüm yaşları ve acıyı atıverdi. (napsın duygusal abi adam )
-“Her şeyi zaman gösterecek, ordu durumumuz gayet iyi. Şu ana kadar karşılaştığımız saldırıları başarıyla atlatmayı bildin Marion. Çok zor durumlarda bile bir kral gibi davrandın. Halkını canla başla korudun. Mükafatlandırılacaksın.”
Eomer Ereth’ e bakarak;
-“Sevgili dostum, Marion ödüllerden nefret eder.” MArion başıyla onayladı. Eomer devam etti -“Lakin onun bu hizmelerine de kayıtsız kalacak değiliz. Gün gelir faniler göçer. İşte o zaman oğlum -Marion’ a bakarak- senin bir kral olma vaktin gelecek ve halkımızın başına geçeceksin. Eğer bu karanlık patlarsa, orta dünyada Yavanna’ nın yeşil ve güzel düşüncelerinden birazı kalırsa, güvenebileceğim tek kişi sensin. Doğumundan bu yana seni izliyor ve koluuyorum. Kendi evladımmışçasına yıllardır yanımdasın ve bana asla yalan söylemedin. Verdiğim emirlerin tamamını yerine getiremesen bile başarmak için çabaladın. Tam bir Gondor asilisin. Umarım yazgın hep senden yana olur.”
Marion, bakışlarını beyinin gözlerinden aşağıya doğru indirerek ayağa kalktı ve başını hafifçe eğdi.
-“ Size söz veriyorum, halkımızı canla başla koruyacağım ve sizi asla yüzüstü bırakmayacağım.”
-“sana güveniyorum oğlum” dedi Eomer ve gülümseyerek oturmasını işaret etti.”
Marion oturdu ve boğazını temizledi;
-“Peki ya doğu ordusunun gerçek komutanı kim olacak?”
Ereth yanıtladı;
-“Şu saatten sonra doğu ve batı olarak savunabileceğimiz iki cephe yok. Mordor’ a inen kara siluetten bahsettin. Bu aklımda eskilerden hikayeleri canlandırdı. Tüm kuvvetler Minas Tirith’ te kalmalı ve tüm insan ordunun komutası bizde olmalı.”
Eomer esneyerek yorgunluğunu dışa vurdu;
-“ Evet dostlar karar ve tartışma bölümü bittiyse ben artık yatıp dinlenmek istiyorum. 2 gündür suratıma soğuk hava ve tozdan başka bir şey değmedi. Şöyle yumuşacık, güzel bir kuştüyü yastık hiç fena olmaz doğrusu.”
Marion ve Ereth onaylayan homurtularla masadan kalktılar ve üçü birlikte odalarına doğru merdivenlerden çıkmaya başladılar…
|
---------
Alea Iacta Est |
|
|
|
DharkjuNs
Seçkin Üye
Turkey
İleti 1037 |
İletim - 25/02/2006 : 13:41:43
|
| Teşekkür ettik, çok makbule geçti de; şu:(napsın duygusal abi adam ) bölümünü yayınlamayacaksınız heralde değil mi? :D |
Yunus YILMAZ (19/07/2005)
|
|
|
|
major
Seçkin Üye
Turkey
İleti 1122 |
İletim - 25/02/2006 : 20:04:55
|
| Tabi ki hayır. Zaten onu da ben değil Selo yazmış :). Neyse pazar gününe yeni bölümü yetiştirmeye çalışacağım. |
|
|
|
DarthSelo
Üye
İleti 189 |
İletim - 25/02/2006 : 22:48:33
|
| arkadan konuşmak kolay tabi baraan:) okulda öyle demiodun... :D |
---------
Alea Iacta Est |
|
|
|
Konu |
|
|
|
|
Zindandaki Kral (LOTR'un Devamı Niteliğinde)
