İplerin FİFA nın elinde olduğunu hepimiz biliyoruz.Ben Haluk Ulusoy'un hareketini kişisel olarak değerlendirdim.Yoksa bunun Başbakanla ya da herhangi bir devlet temsilcisi ile alakası yok.Zaten böyle bir şeyin olup olmadığı da kesin değil.Ayrıca ben bu davranışın onurlu bir davranış olduğunu söylemedim, aksine o insanın onurundan ve gururundan vazgeçmesi durumunu vurguladım.şahsen ben böyle bir davranışta bulunmam ama bu yinede bir fedakarlıktır.Aslında bu haberin pekte doğru olduğunu sanmıyorum.Zaten men etmeye cesaret edemezlerdi.Bu resmen skandal olurdu.Biz men edilecek kadar yanlış birşey yapmadık.Yani kimse ölmedi, yaralanmadı.Hatırlarsak İstanbulda ingilizlerle yaptığımız maçlarda İngiliz holiganlar yaralandı ve öldü.Romada çıkan olaylarda kameralar önünde canlı olarak futbolcuların yumruklaşmaları ekrana yansıdı.Peki bu olaylardan sonra ne gibi cezalar verildi.Karşılaştırma yaparsak son olan olaylar öncekilerden daha ağır cezayı gerektirmez.Hemde yeterli kanıtları, görüntü kayıtları vs. olmadan.Bu resmen bir yargısız infaz.Eminim ki savunmalar alınmadan çok çok önce Türkiyenin cezası belliydi.Bu durumun tamamen ayrımcılık ve Türk düşmanlığı olduğunu bir aptal bile anlar.Bu yüzden hakkımızda verilen kararın bozulacağı inancındayım.
"Türk Birligi'nin bir gün hakikat olacagına inancım vardır. Ben görmesem bile gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapayacağım. Türk Birliği'ne inanıyorum. Onu görüyorum. Yarının tarihi yeni fasıllarını Türk Birliği ile açacak. Dünya sükununu bu fasıllar içinde bulacaktır. Türk'lügün varlığı bu köhne áleme yeni ufuklar açacak. Güneş ne demek, ufuk ne demek o zaman görülecek. Hayatta yegane varlığım ve servetim Türk olarak doğmamdı."