sen oynayınca seni etkilemiyor ama oyunlardan etkilenip çılgınlık yapanlar vardır heralde dimi.yani programlar ne kadar suçluysa bilgisayar oyunlarıda o kadar suçlu. konsol oyunları hariç:)
Ya olay aslında kişinin kendisinde bitiyor.Ben kendimden örnek verecek olursam, bu televizyon denen "aptal kutusu" benim hayatımı kararttı.Eğer ortaokul ve lise dönemimde kendimi Tv'ye bu kadar kaptırmamış olsaydım şuan üniversitede ders geçmek ve okulu bitirme endişeleri yerine tıkır tıkır maaşımı alacaktım.Tamam üniversitenin kişiliğim ve düşüncelerim üzerinde olumlu etkileri olduğunu kabul ediyorum ama akademik kariyer yapabilecek bir kişiliğe sahip olduğumu düşünmüyorum.Buna rağmen mezun olunca beni nasıl bir hayatın beklediği konusunda bir belirsizlik girdabının bana doğru yaklaştığını hissediyorum ve tırsıyorum desem yeridir.Bu yüzden hiç istemememe rağmen okulda kalma, akademisyen olma zorunluluğu hissediyorum.İşin bir ucu da zaten eğitim sistemimizin çarpıklıklarına uzanıyor ki oralara hiç girmeyeyim.
Kısacası bu dehşet makinayı yerinde kullanmayı hala öğrenemedim.Bu konuda kendimi sınırlamaya ve faydalı şeyler izlemeye çalışsam da bazen gereksiz programlarla zaman kaybettiğimin farkındayım.Şuan yaşadığım pişmanlık gibi bu zaman kayıpları belki 10 sene sonra karşıma çıkacak ve bana büyük ölçüde engel olacak.
En önemlisi bu aletin bir kullanma kılavuzu yok.Bu yüzden kimse tam olarak neyi izleyip neyi izlememesi gerektiğini bilemiyor.Bir anlık eğlence için hayatın en önemli dakikalarının akıp gitmesine izin veriyoruz.Dolayısıyla toplumun ve kişinin yakın çevresinin çok büyük etkisi var.Bir tür moda gibi.Özellikle aile fertlerine ve öğretmenlere bu konuda büyük görev düşmekte.Kişiliği tam olarak oturmamış ve yeterince hayat tecrübesi olmayan kişinin -ki biz ancak hatalarımızdan zarar gördüğümüz zaman ders almayı biliyoruz- yakın çevresi tarafından olumlu yönde telkin edilmesi gerekli diye düşünüyorum.
Konu da sanatçı kavramından nerelere geldi :)
"Türk Birligi'nin bir gün hakikat olacagına inancım vardır. Ben görmesem bile gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapayacağım. Türk Birliği'ne inanıyorum. Onu görüyorum. Yarının tarihi yeni fasıllarını Türk Birliği ile açacak. Dünya sükununu bu fasıllar içinde bulacaktır. Türk'lügün varlığı bu köhne áleme yeni ufuklar açacak. Güneş ne demek, ufuk ne demek o zaman görülecek. Hayatta yegane varlığım ve servetim Türk olarak doğmamdı."
alıntı:HighVoltage tarafından yazılan: Bir anlık eğlence için hayatın en önemli dakikalarının akıp gitmesine izin veriyoruz.
AIDS mesajı gibi olmuş. Yani, "O" kadar da değil. Televizyon sizi başka birşey, daha iyi birşey, yapmaktan alıkoymadığı sürece karşısında geçirdiğiniz zamana hayıflanmak da pek sağlıklı değil. Bir süre sonra hayatınızdan zevk alamaz, her yaptığınız hareketi sorgulayan bir konuma gelirsiniz.
Altuğ, bir zamanlar BBG için sana "bu izlenir mi?" diyen adamlara neden artist dedin şimdi? Benzerini şu anda sen başka programlar için söylemiyor musun?
Yok canım o kadar da değil :) Yazarken biraz kendimi kaybetmişim herhalde.Mesela Avrupa Yakası'nı izliyorum ve son derece keyif alıyorum.
"Türk Birligi'nin bir gün hakikat olacagına inancım vardır. Ben görmesem bile gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapayacağım. Türk Birliği'ne inanıyorum. Onu görüyorum. Yarının tarihi yeni fasıllarını Türk Birliği ile açacak. Dünya sükununu bu fasıllar içinde bulacaktır. Türk'lügün varlığı bu köhne áleme yeni ufuklar açacak. Güneş ne demek, ufuk ne demek o zaman görülecek. Hayatta yegane varlığım ve servetim Türk olarak doğmamdı."
dünya ortalamalarına bakarsak en çok tv izleyen milletlerden biriyiz.zaten neyi az yapıyoruzki.ya hiç yapmıyoruz yada suyunu çıkarana kadar. not:suyunu çıkarmak yazdım hoşuna gitmeyenler yerine başka birşey koyabilirler
Sanatçı Kavramı Sorunsalı
İletim - 22/12/2006 : 14:11:19
